Reklamcılık basit bir algoritma, anahtar kelime ve bağlantı meselesi haline mi geldi? Şimdi yaratıcılık nerede? Her şey yüce SEO‘nun emirlerine tabi mi olmalı? İçerik, herhangi bir stajyerin bir kontrol listesini takip ederken yazabileceği yapay bir kelime dizisi mi? Bu makalede, yaratıcılığın günümüzde reklamcılıkta oynadığı rol ve önceliğin SEO’ya verilmesi, yaratıcılığın ise ikincil bir plana atılıp atılmaması gerektiği üzerinde düşünmek istiyorum. SEO uyarısı nedeniyle burda anahtar kelimeyi geçirmeye karar verdik. Orijinal ve özgün içeriğin önemi xD
Belki nostaljik biriyim ama Sprey Mount’un kokusunu ve reklam ajanslarındaki kesme tahtalarının milimetrelik yeşilini özlüyorum. Bunu geçerken yaşadım, doğrudur. Çalışmaya başladığımda, Mac’ler zaten ortaya çıkmaya başlamıştı. Ama biz yaratıcıların ellerimizi nasıl kirlettiğini görmek hoşuma gidiyordu. O dönemler sanat yönetmenlerinin çizim yaptığı ve editörlerin yazdığı dönemlerdi. Reklam ajanslarında her köşede yaratıcılığı soluyabiliyordunuz. Ayrıca yaratıcı departman illüstratörler, fotoğrafçılar, matbaacılar, müzisyenler ve film yapımcılarıyla tanıştığınız bir fikir kovanıydı. Nefis bir kaos hüküm sürüyordu ve tüm reklam ajanslarında yaratıcılar şımarık çocuklardı.
Günümüzde pek çok ajans, bilgisayarların grafik ve veri sızdırdığı, yaratıcı profillerin yokluğuyla dikkat çektiği borsacı ofislerine benziyor. Dijital dönüşüm, sektörde köklü değişimlere neden oldu ve yaratıcılık da bu tsunamiden muaf kalmadı. Bu nedenle orijinal ve özgün içeriğin önemi büyüktür.
SEO ve yaratıcılık. Su ve yağ?
Her gün dünya çapında milyonlarca şirket, Google adı verilen o devasa vitrinde diğerlerinden öne çıkmak için rekabet ediyor. Hangi şirket ilk arama sonuçlarında görünmek istemez? Bu bağlamda SEO, yani bir web sitesinin Google’da üst sıralarda yer almasını sağlayan teknikler bütünü Kutsal Kase haline geldi. Şirketler, Google’daki konumlarını iyileştirmek için reklam ajanslarının hizmetlerine giderek daha fazla para yatırıyor. Üstelik SEO’nun tüm sorunlarını çözeceğine güveniyorlar. Pulp Fiction’daki Bay Wolf karakterini beğenen SEO uzmanları sahneye girdiklerinde. Neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda çok net bir fikre sahip görünüyorlar. Bu uzmanların çoğunun eylemlerini izlediğinizde, bir reklam kampanyasının başarısının Coca-Cola’nın efsanevi formülü gibi gizli bir formüle bağlı olduğu hissine kapılıyorsunuz. Bu bağlamda kreatiflerin SEO teknisyenlerinin direktiflerine sorgusuz sualsiz uyması ve belirli anahtar kelimeleri defalarca tekrarlayan içerikler üretmesi gerekiyor. Açıktır ki, yaratıcılık arka plana itilmiştir . Ancak yaratıcılar için her şey kaybedilmiş değil.
Orijinal ve Özgün içeriğin önemi
Dürüst olmak gerekirse, Google’da bir terim aramaktan ve pratikte aynı içeriği gösteren gönderilerle, “kes ve yapıştır”la, popüler konular veya stajyerlerin en iyi yeteneklere sahip olduğu şüpheli kalitede gönderilerle karşılaşmaktan biraz yoruldum. “Önemli olan çok uzun metinler yazmaktır, okunmasa da sorun değil” gibi ifadeler duydum. Hatta editörlerin yerini yakında robotların alacağını öngören yazılar bile okudum.
Tüm bu algoritmalar ve anahtar kelimeler denizinde, ustaca yazılmış, orijinal, bolca belgelenmiş, derin, keskin, eğlenceli, anlatımı tamamlayan ve zenginleştiren görsellerle resimlendirilmiş ilginç bir makaleye rastlamak ne büyük bir keyif. Benim için oldukça önemli bir olay. Ve inanın bana, haftada birkaç saatimi makale okuyarak geçiriyorum.
Başladığımda, en deneyimli insanların ne en iyi uygulamanın ne de en iyi medya planının iyi bir fikir yaratmaya muktedir olmadığını söylediğini duydum. Üstelik kampanyanın başarısızlığını daha da hızlandırabilirlerdi. Bugün öyle görünüyor ki işler değişti ve Google’da iyi görünmek her şeyin ilacı. Bu küçük ve mütevazi platformda fikirlerin değerini görüyorum. Özellikle de orijinal ve özel içeriğin değerli olduğunu iddia ediyorum. İçerik oluşturucuların, özellikle de yazarların bir konu üzerinde uzmanlaştığı ve o konu hakkında araştırmaya ve yazmaya zaman ayırdığı zamanı düşünürsek. O içeriğin hedef kitlenin ilgisini daha çok çektiğine ve çok daha fazla değer sağladığına inanıyorum. Ayrıca bu içeriğin ilgi çekici bir formatta (zarif ve dengeli tasarımlar, zevkli hazırlanmış, iyi sesli videolar) sunulduğunda erişimini ve viralliğini artıracağına inanıyorum.
SEO Çılgınlığı
SEO düşmanı değilim, aksine onu savunuyor ve vazgeçilmez buluyorum. Ama yeteneğin her zaman dijital ekosistemin merkezinde olması gerektiğine inanıyorum. Yetenekten bahsettiğimde duyguları, hisleri beğenip ya da beğenmeme belirsizliğini kastediyorum. Eğer böyle olmasaydı reklam kampanyaları oluşturmak ne kadar kolay olurdu. Belirli bir matematiksel formülü uygularsınız, ilgili görevleri yerine getirirsiniz, belirli miktarda para yatırırsınız ve… işte! Başarı garantilidir. Hayır, öyle değil. Birkaç yıl önce, eylemler insanları etkilediğinde her şeyin mümkün olduğunu öğrendim. Ancak aynı zamanda tüm başarılı kampanyaların arkasında her zaman iyi bir fikrin bulunduğunu da öğrendim.
Ayrıca SEO’nun birçok yaratıcı için hak edilmiş bir alçakgönüllülük olduğunun ve bizi tamamen hak edilmeyen bir kaideden aşağıya çektiğinin de farkındayım. Yol her zaman bir ekip olarak çalışmayı ve ortak bir hedefi takip etmeyi içerir. Reklam veren, editörler, tasarımcılar, geliştiriciler ve SEO uzmanları. McDonald’s’ın efsane başkanı Ray Kroc’un bir sözü geliyor aklıma: “Hiçbirimiz hepimiz kadar iyi değiliz.”
NOT: İçeriklerinize katkı suncağını düşündüğümüz ‘İlgi Çekici İçerik Nasıl Yazılır?‘ konulu makalemize bakabilirsiniz.
Yazar: İsa Vazquez
KAYNAK
